Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.
Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.
Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.
Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.
Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.
Cinsel Tacizin Cezası:
İletişimin artması ve insanların artık birbirlerine daha rahat ulaşması sebebi ile istenmeyen cinsel taciz şuçlarının oranında artışlar olmakta. Cinsel tacizin cezası en çok merak edilen konuların başında her nekadar suçun mahiyeti ve işleniş biçimi cezayı etkilesede genel anlamda bu yazıda suçu ele alıyoruz. Basit cinsel tacizin cezası en az ceza tipidir. Telefonla cinsel tacizin cezası basit cinsel tacizle heman hemen aynıdır. yazının kalanında ceza alt ve üst sınırılarını bulmanız mümkün
Cinsel Taciz Suçu:
Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun; a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. Bir suçun ve kanun maddesinin anlaşılması için kanunun gerekçesinin bilinmesi ve kanun maddesi ile gerekçesinin birlikte yorumlanarak bir sonuca ulaşılması gerekir. Ankara da Avukatlık mesleğini uzun yıllardır sürdürmekte ve davalara çözüm arayışınızda size yardımcı olmaktayız. Hukuk Davaları ve Ceza davalarında bir çok müvekkile hizmet sunduk.Bu anlamda, özellikle iş hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, sigorta hukuku, icra ve iflas hukuku, ticari işletme rehini, garanti/teminat mektupları, şirket kurma, şirketleri birleştirme gibi özel uzmanlık gerektiren konularda sürekli danışmanlık hizmetleri ifa etmiş uzman ve yetkin avukatlardan oluşan Büromuz, danışmanlık hizmetlerinin gerekliliğine ve önceliğine inanmaktadır.Bu maksatla müvekkillerimizin işlerinin ve uygulamalarının daha baştan hukuka uygun ve doğru yapılması ile ilgili müvekkillere ve çalışanlarına veya bu konularda talepte bulunan kuruluşlara, yetkin avukatlarımız vasıtasıyla hukuki seminerler/eğitimler vermekte ve bunun gerekli ve çok önemli olduğuna inanmaktayız.Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Suspendisse varius enim in eros elementum tristique. Duis cursus, mi quis viverra ornare, eros dolor interdum nulla, ut commodo diam libero vitae erat.
Cinsel Taciz Suçu ve Şikayet:
Şikayet; Türk Ceza Kanunu’nun 73. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi bir suç ile ilgili olarak fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren şikayet süresi 6 ay olduğu belirtilmiş olup, kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme davayı düşüreceği, kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin hükmün infazına engel olmayacağı, uygulamada Yargıtayın bir çok bozma kararında da belirtildiği üzere kanunda aksi yazılı olmadıkça şikayetten vazgeçme durumunda sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerekir ki bunun da gerekçesi sanık yargılama sonunda beraat edeceğini düşünüyorsa vazgeçmeyi kabul etmeye bilir. Şikayetten vazgeçmede en önemli hususlardan birisi de mağdurun şikayetten vazgeçtiği durumda açıkça şahsi haklardan vazgeçtiğini belirtmemiş ise ceza hukuku yönüyle şikayetten vazgeçme nedeniyle soruşturma ve kovuşturma sona erse dahi şahsi hakları yönüyle mağdur hukuk mahkemelerinde dava açabilecektir.
Basit Cinsel Taciz suçu olarak tanımlanabilinecek 105/1. Maddesinde düzenlenen suç şikayete tabi iken, 105/2. Maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçları şikayete tabi değildir.
BASİT CİNSEL TACİZ (TCK 105/1) :
Sanığın eylemi cinsel taciz suçunu oluşturuyor ancak TCK.nın 105/2. Maddesinde düzenlenen fıkralarda düzenlenen şekliyle işlenmemiş ise bu basit cinsel taciz suçunu oluşturacak ve bu madde uyarınca cezalandırılacaktır.
Cinsel Taciz Suçunu düzenleyen TCK 105 Madde Gerekçesi:
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır.
Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.Cinsel taciz suçu madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere , cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.Cinsel taciz suçu sözle, işaretle, telefon etme, mesaj atma, mektup ve faks gönderme ile işleneceği gibi twitter, Whatsap, facebook ve Instagram gibi sosyal medya üzerinden ya da bir çok farklı şekillerde ve yollarla işlenmesi mümkündür.Bir eylemin suç unsuru taşıyıp taşımadığı; Kanun madde ve gerekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin cinsel amaç ile hareket edip etmediği, mağdurun ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilip edilmediği ayrı ayrı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2015 tarih, 2013/14-429 Esas, 2015/34 sayılı Kararında Yargıtay uygulamasına göre hangi eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağına değinilmiş olup aşağıda sayacağımız eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı kabul olunmuştur.1- Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,2- Mağdura karşı çiçek koklamak,3- Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum,4- Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,5- Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.6- Bir kişiye “evlenme teklif etmek” mağdurun evli olup olmamasına ve sanığın teklifinde ısrarcı olup olmamasına göre değişmektedir, evli bir kişiye evlenme teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde iki tarafında bekar olduğu bir durumda samimi ve iyi niyetli bir şekilde evlenme saikiyle ısrar içermeyen bir şekilde evlenme teklif etmeyi Yargıtay cinsel taciz suçu olarak kabul etmemektedir.Kişinin cinsel bütünlüğüne yönelik ve vücutsal temas içermeyen her türlü söz davranış şayet cinsel saik ile hareket edilmiş ise cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.Cinsel Taciz Suçu ve Türk Ceza Kanunu’nun 123. Maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genelde uygulamada karıştırılmaktadır, yukarı da tarih ve sayısı verilen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı buna da açıklık getirmiştir Şöyle ki;Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşabilmesi için, failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde cinsel taciz değil, hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçları gündeme gelebilecektir.Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu üzerinde de durulmalıdır.
Türk Ceza Kanununun "hürriyete karşı suçlar" başlıklı yedinci bölümünde yer alan 123 üncü maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu; "sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, bu suçla kişilerin huzur ve sükûnunun bozulması hususunda gösterilen davranışlar cezalandırılmakta, bu şekilde psikolojik ve ruhsal sükûn içerisinde yaşama hakları korunmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için özel bir maksatla hareket edilmesi, dolayısıyla ısrarla telefon etmek ya da gürültü yapmak veya aynı amaçla hukuka aykırı başka bir fiilde bulunmak suretiyle kişilerin rahatsız edilmesi ve bu hareketlerin de mağdurun huzur ve sükûnunu bozma amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması, korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve "çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım" dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; "evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum" şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
7- Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi durumunda ise uygulamada TCK.nın 225. Maddesinde düzenlenen alenen hayasızca hareketlerde bulunma suçu ile cinsel taciz suçu karıştırılmaktadır. Genellikle sokakta cinsel organını çıkartarak hiçbir kişiyi hedef almaksızın dolaşıyorsa sanığın bu eylemi hayasızca harekette bulunma suçunu oluşturacaktır ancak herkesin görebileceği bir yerde cinsel organını çıkartıp bir kişiye tevcih ediyorsa bu durumda hem hayasızca harekette bulunma suçu hem de cinsel taciz suçu oluşacak olup TCK.nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan cezalandırılma yönüne gidilecek olup, kimsenin göremeyeceği bir şekilde mağduru yanına çağırıp şoför mahallindeki sanığın mağdura cinsel organını göstermesi durumunda ise yalnızca cinsel taciz suçu oluşacaktır.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 31.05.2016 gün, 2014/5613 Esas, 2016/5320 sayılı Kararı “5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için, eylemin cinsel amaçlı fiziksel temas içermesi gerektiği, dosya içeriğine göre mağdurelerin olay günü ... su kanalı boyunca yürüdükleri sırada kendilerini takip eden sanığın, pantolonunun fermuarını açıp cinsel organını bir anlık mağdurelere gösterme şeklindeki eyleminin bu haliyle TCK'nın 105. maddesinde öngörülen zincirleme şekilde cinsel taciz ve 225. maddesinde yer alan alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az olmayacak şekilde belirlenmesi suretiyle cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel istismar suçundan hüküm kurulması,” mevcut kararda vurgulandığı üzere fikri içtima kuralları uyarınca tek suçtan hüküm kurulmalı ancak sanığın kastı mağdureye karşı cinsel taciz suçunu oluşturduğu için cinsel taciz suçundan hüküm kurulmalı ancak cezaya hükmolunurken 105/1. Maddesinde belirlenen 3 ay hapis ya da para cezasından değil 225. Maddesinde öngörülen 6 ay hapis cezasından hüküm kurulmaya başlanılması gerekir ki uygulamada bu hususta bir çok hata yapılmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu (105/2):
1- TCK 105/2-a (Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin, aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.2014 gün, 2013/352 Esas, 2014/446 sayalı kararında “Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir…” şeklinde bir kriter belirlemiş olup her olay müstakil olarak değerlendirilerek kamu görevlisi olması yeterli olmayıp bu kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanıp faydanmadığı hususu irdelenmelidir.
Örneğin:
a) Kolluk kuvvetinin gözaltında ki bir mağdura karşı cinsel tacizde bulunması,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yukarıda da izah edildiği üzere nitelikli hallerin varlığı halinde suç şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülecektir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA ZAMANAŞIMI: TCK 66/1-e bendi uyarınca 8 yıldır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME: Asliye Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN CEZA PARAYA ÇEVRİLEBİLİNİR Mİ: TCK 49/2. Maddesi uyarınca bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olup, TCK.nın 50/1. Maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası şartları var ise paraya çevrilebilinecek olup cinsel taciz suçu sabit görülüp mahkemece 1 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası verilir ve mahkemede uygun görürse adli para cezasına çevrilebilinecektir.
Cinsel Taciz Suçundan Verilen Ceza Ertelenebilinir Mi?
Erteleme kurumunu düzenleyen TCK.nın 51. Maddesindeki şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelebilinir ancak adli para cezalarının ertelenemeyeceği hususu unutulmamalıdır.
CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN VERİLEN HÜKÜM HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİNİR Mİ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. Maddesinde öngörülen şartlar var ise cinsel taciz suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilinir.